25 Ocak 2016 Pazartesi

Sınav Sonuçlarınızdan Memnun Değil Misiniz ?

Hepimizin başına gelmiştir. Sınavlarımızın sonucu beklediğimizin dışında bir sıralama olmuştur. İlk 10'a girmeyi beklerken 50. olmuşsunuzdur. Bunlar herkesin başına gelebilecek bir durumdur. Eğer bunlar deneme sınavı ise üzüleceğiniz bir konu yoktur. Önemli olan ilerleme kat etmektir. Yapmanız gerekenleri adım adım anlatacağım. 

1-) Başarı - Başarısızlık Çizelgesi

Başarılı olduğunuz ve başarılı olmadığınız dersleri analiz etmeniz gerekiyor. Mesela Edebiyat 30 soru 2 yanlış yapıyorsanız bu harika bir sonuçtur. Ancak matematikte 30 soru 13 yanlış yapmışsınızdır bu kötü bir sonuçtur. Bu şekilde hangi derste iyi olduğunuzu , hangi derste kötü olduğunuza karar vereceksiniz. Yani analiz yapacaksınız.

2-) Başarısız Olduğunuz Derste Eksikleri Belirleme

Kötü olduğunuz dersi seçtikten sonra yanlış yaptığınız soruların ders olarak konusuna bakacaksınız. En son matematikten bahsediyorduk. Mesela matematikte fonksyonda 15 soru 4 yanlış yaptıysanız bunun pek kötü bir durumu yoktur. Ancak analitik geometride 15 soru 9 yanlış yapmışsanız bu çok kötü bir sonuçtur ve bunun sayesinde hangi konuda kötü olduğunuzu belirlersiniz. Hala analiz yapmaya devam etmiş olursunuz.

3-) Test Çözümü , Ezber , Okuma Çalışmaları

Kötü olduğunuz dersi ve konuyu belirledikten sonra artık iyileştirmeye geçebilirsiniz. Artık bununla ilgili test çözümü , ezber ve okuma çalışmalarına başlamalısınız. Burada derslere göre çalışma yöntemi değişir. Edebiyat ve Dil Anlatım gibi dersler için okuma çalışmaları ön plandadır. Tabiki test çözümü ve ezber ile çalışmakta önemli faktörlerdendir. Matematik ve Fizik gibi sayısal dersler için en önemli çalışma taktiği örnek çözmektir. Çözdüğünüz örnekler test yerine şıksız olursa çok daha verimli olur. Ayrıca matematikte temelin çok sağlam olması gerekir. Tarih ve Coğrafya gibi dersler için ezber en iyi yöntemdir. Ondan sonra test çözümü gelir.

4-) Herşeyi Hallettikten Sonra Moralinizi Yüksek Tutun

Bir sınav kötü geçtiyse diğerleri kötü geçecek diye bir şey yoktur. Eğer elinizden gelen her şeyi yaptıktan sonra zaten başarılı olmamak için bir sebep yok. Kafanızdan o kötü düşünceleri çıkarın ve sınava girdiğinizde başarılı olacağınızı hayal ederek ve büyük bir hevesle soruları çözün ve sonraki deneme sınavında başarıyı elde ettiğinizi görün.

Asla Eskimeyen Oyunlar - Gta San Andreas

Bazı oyunlar vardır , adından yıllarca söz ettiren oyunlar. Böyle bir oyun olan Gta San Andreas hakkında biraz konuşacağım.

İşte adından çok söz ettiren , hikayesiyle gönülleri mest etmiş oyundur Gta serisinin "San Andreas" oyunu. Oyunun ana karakteri olan Carl Johnson (CJ) biziz. Biraz CJ den bahsedeyim. Hakkında çok caps yapılmıştır. Efsanedir bildiğiniz. Eskiden Grove Street çetesinin üyesidir. Daha sonra bu işleri bırakmaya karar verir , uyuşturucu gibi şeyleri artık kullanmaz. Bir gün annesi vefat eder ve cenazesi için Grove Street'e geri döner. Çetenin en azılı düşmanı olan Ballas'lar tüm San Andreas'ı adeta kontrol etmektedir. İlk başta sadece annesinin cenazesi için gelen Carl Johnson daha sonra burada çetenin bir üyesi olmaya karar verir.


carl johnson ile ilgili görsel sonucu


Birazda Çetemizden bahsedelim. Çete önceki dönemlerde San Andreas'ın en güçlü çetelerindendir. Daha sonradan Ballas gücü ele geçirir ve yavaş yavaş Grove Street gücünü kaybetmeye başlar. Daha sonradan San Andreas'ın en güçsüz çetesi oluverir. Biz geldiğimizden itibaren bu çete için çalışırız ve çeteyi iyi yerlere getiririz. Çete üyelerinin hepsi yeşil giyer. Çetenin başı abimiz Sweet'tir. Ondan sonra çete büyükleri biz , Big Smoke ve Ryderdir. Big Smoke hariç hepinizin evi yan yanadır. Big Smoke ise Ballas'ların ele geçirdiği bir bölgede oturmaktadır.

grove street ile ilgili görsel sonucu grove street ile ilgili görsel sonucu

Bu arada kardeşlerimizden bahsedeyim. Biz üç kardeşiz. En büyüğümüz daha bahsettiğim gibi Sweet'tir. Sweet Grove Street'in ele başıdır. Biraz aksi biridir. Bir de kız kardeşimiz Kendl var. Kendl en küçüğümüz. Cesar Villpando adında bir erkek arkadaşı var ve bu adam başka çeteden. Zaten bu yüzden Kendl ile Sweet sürekli kavga ediyor.


kendl , carl ,sweet ile ilgili görsel sonucu



24 Ocak 2016 Pazar

Ülkemizde Taraftarlığın Sınırını Zorlamak

Ülkede en çok sevilen sporun futbol olduğunu , beden eğitiminde en çok oynanan oyunun bu olduğunu televizyonda reytinglerin sınırını zorlayabilecek şeylerin futbol olduğunu bir çoğumuz biliyordur. Galatasaray , Fenerbahçe , Beşiktaş , Trabzonspor hatta Bursaspor her gün duyduğum şeyler oldu. Takımlar , ligler , turnuvalar , kupalar , oyuncular , direktörler , kulüp başkanları ve önemlisi taraftarlar bu oyunun bir parçası. Peki nasıl olurda bir oyun bu kadar tartışmayı , kavgayı , şiddeti hatta cinayetlerin sebebi olabilir ? Hele ki spor gibi birleştirici bir özelliği olan bir oyun bunları nasıl yapabilir ? Bunun sebebi aşarı taraftarlılık ve ya koyu taraftarlılık hissidir. Bu kadar gereksiz bir olayın size nasıl zarar verdiğini ve ne kadar zarar verebileceğini anlatmaya çalışacağım. Şimdi önemli bir takımın taraftarı olduğunuzu ve bir final maçında takımınızın oynadığını düşünün. Bu takım 90+1 de bir gol yedikten sonra kupayı kaybederse sinirden çıldırırsınız. Yaklaşık 10.000 kişinin aynı yerde bu hissi yaşadığını düşünün ? Kıyameti koparırlar ! Hele bir de sokakta karşı takımın taraftarları ile karşı karşıya gelirlerse ne olur ? En iyi ihtimalle atışmalar olur. Bir de futbolcuları düşünsenize ? Takımınız küme düşse dahi takımın oyuncusu en fazla 1 gün üzülür. Normal olanda budur. Takımınız kaybedince ya da kazanınca size bir zararı ya da yararı dokunmaz. En fazla ertesi gün arkadaşlarınızla dalga geçebilirsiniz. Şimdi söyleyin bana başka ne yararı var ? Size para veriyorlar mı ? Hayır ! Sizden para alıyorlar mı ? Yine hayır ! Kısacası hırs yapıp kendinize zarar vermekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Bu yüzden taraftar olmayı bırakın demiyorum. Ancak koyu taraftarlığın güzel bir şey olduğunu söyleyemem. Siz siz olun hiçbir konuda bu kadar taraf tutmayın. Atalarımız "keskin sirke küpüne zarar verir" demiş. Boşuna dememişler !

"Ya Metin abi, ne olacak bu Galatasaray'ın hali?"

Ligin güçlü ekiplerinden olan Galatasaray muhteşem hatalı futbolu ile son 2 yıldır taraftarlarını mutsuz ediyor. En son maçında defansın çok basit hatalarından dolayı yedikleri 3 gol ile Osmanlıspor karşısında 3-2 yenilerek ezeli rakipleri Beşiktaş ve Fenerbahçe ile puan farkını sırası ile 8 - 10 puan yaptı. Galatasaray taraftarlarını en çok üzen tarafı ise alınan mağlubiyetler değil , oynanan kötü futbol (en azından benim için öyle.) . İsteksizlik , azmin olmaması (ki bir kaç oyuncuyu buradan ayırabiliriz.) , basit hatalardan dolayı bir çok maçta yeniliyoruz. Yendiğimiz maçlarda bile kötü bir futbol oynanmasından dolayı artık Galatasaray maçlarından insan zevk almıyor . Aslında Spor Toto Süper Lig için kaliteli bir kadrosu olsa da sanki 2. lig takımıymış gibi oynanan futbol haliyle başarısızlığa sebep oluyor. Defansın adamları tutamaması , forvetlerin gol atma konusunda yeterli verimi verememesi yine bizi başarısızlığa sevk eden bazı durumlardan. Bu da aklımıza Metin Oktay'a sorulan şu soruyu hatırlatıyor ? "Ya Metin abi, ne olacak bu Galatasaray'ın hali?".

Ben ilk makalemi bitire durayım siz de Metin Oktay'ın yaşadığı şu anıyı okuyun :)

Ligin son haftaları... Galatasaray Kocaelispor deplasmanında sahaya çıkıyor. Sarı kırmızılıların efsanevi oyuncusu Metin Oktay her zaman olduğu gibi gazetecilerle birlikte kendi arabasına atlayıp İzmit'e gidiyor maç için.

Körfez süper top oynuyor ve maçı 1-0 kazanıyor. Karşılaşma sonrasında Metin Oktay yanında birkaç gazeteci ile birlikte arabasına atlayıp İstanbul'a dönüyor. Yolda maç muhabbeti yaparlarken önlerindeki beyaz otomobil birden şarampole uçuyor. Metin Oktay arabayı kenara çekerek hemen şarampole uçan araca yardım etmeye gidiyor yanındakilerle birlikte.

Hurdaya dönen aracın içerisinden şoför dışarı çıkarılır. Metin Oktay her zamanki insanlığı ile yaralı vatandaşın kanlar içindeki yüzünü silerken şoför gözünü açar ve kendisini kurtaran Metin Oktay'ı tanır. Ve birdenbire ağlamaya başlar: "Ya Metin abi, ne olacak bu G.Saray'n hali?"